TÜİK’in Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Araştırması Sonuçlarına Göre
Gayrisafi Yurt İçi AR-GE Harcaması Arttı
2023 yılında gayrisafi yurt içi AR-GE harcaması bir önceki yıla göre 178 milyar 873 milyon lira artarak 377 milyar 542 milyon liraya ulaştı. GSYH içindeki oranı da yüzde 1,42’ye yükseldi.
Mali ve Mali Olmayan Şirketler En Büyük Paya Sahip
AR-GE harcamalarının yüzde 65,1’i mali ve mali olmayan şirketlerden gelirken, yüzde 30’u yükseköğretim tarafından gerçekleştirildi. Kar amacı olmayan kuruluşların AR-GE harcamaları ise toplamın yüzde 4,9’unu oluşturdu.
Personel Harcamaları Önemli Bir Kalemi Oluşturuyor
AR-GE harcamaları içinde personel harcamaları yüzde 52,5’lik payla en büyük harcama kalemini oluşturdu. Harcamaların yüzde 52,6’sı mali ve mali olmayan şirketler tarafından karşılanırken genel devlet AR-GE harcamalarının yüzde 33,1’i genel devletten geldi.
Dağılıma Göre AR-GE Personel Sayısı
TZE cinsinden 2023’te toplam 290 bin 850 kişi AR-GE personeli olarak çalıştı. Sektörel dağılıma göre, AR-GE personelinin yüzde 65,4’ü mali ve mali olmayan şirketlerde, yüzde 31,4’ü yükseköğretimde istihdam edildi.
Yüksek Teknoloji Faaliyetlerindeki Girişimler Öne Çıkıyor
En fazla AR-GE harcaması yapan yüksek teknoloji faaliyetlerindeki girişimler, AR-GE merkezlerinde çalışanların yüzde 53,2’sini oluşturdu. İmalat sanayisinde ise yüksek teknoloji faaliyetlerindeki girişimler AR-GE harcamalarının yüzde 47,5’ini gerçekleştirdi.
Araştırmacı Profili
AR-GE personelinin yüzde 31’i doktora veya eş değeri eğitim düzeyine sahipken, yüzde 38,3’ü lisans eğitimine sahipti. Kadın AR-GE personelinin oranı ise yüzde 34,1 olarak belirlendi.
Bölgesel Dağılım
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına göre en yüksek AR-GE harcaması TR51 (Ankara) bölgesinde gerçekleşirken, İstanbul ve Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova bölgeleri de önemli paya sahip oldu.
Değerlendirme
2023 yılına ait AR-GE verileri, Türkiye’nin bu alandaki performansını ve geleceğe yönelik potansiyelini ortaya koymaktadır. AR-GE harcamalarının artması ve sektörel dağılımın dengeli bir şekilde devam etmesi, ülke ekonomisi için olumlu bir gelişmedir.