Sperm dondurma sürecinin, sperm hücrelerini kaybetme riski taşıyan erkeklerde üreme işlevlerinin korunmasında son derece değerli bir usul olduğu bildirildi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi, Üroloji Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cevahir Özer, kemoterapi ve radyoterapi üzere kanser tedavisinde kullanılan prosedürlerin sperm hücrelerinin üretiminde kalıcı hasara neden olabileceğini belirterek, “Tıp bilimindeki ilerlemeler; kanser tedavisinde de her geçen gün yüz güldüren gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Genç erkek hastaların hayatta kalma oranı yaklaşık yüzde 80 civarındadır. Birtakım kanserlerde ise bu oran yüzde 95’e çıkabilmektedir. Bununla birlikte verilen tedaviler hayatta kalan hastaların yaklaşık dörtte birinde üreme işlevlerinde kalıcı bozulmaya neden olmaktadır ve bu durum kısırlık ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenle bilhassa genç yaşta yahut çocuk sahibi olma isteği olan erkeklerde; üreme işlevlerinin korunması için, sperm dondurma süreci çok değerli bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
“Sperm dondurma süreci ile çocuk sahibi olma bahtı devam edebilir”
Kanserle uğraş eden erkeklerde üreme işlevlerinde bozulma riskinin kıymetli bir kaygı kaynağı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Cevahir Özer, şöyle devam etti:
“Kanser hastalarında üreme işlevlerinin korunması kritik bir ehemmiyete sahiptir. Günlük pratikte ise bunu sağlamak her vakit kolay değildir. Zira yeni kanser tanısı alan bir hasta ve doktoru öncelikle hastalığın tedavisine odaklanmaktadır. Ayrıyeten sperm dondurma sürecinin tedavide gecikmeye neden olabileceği ve çok maliyetli bir süreç olduğuna dair yanlış bir algı mevcuttur. Bu nedenle sperm dondurma ve saklama süreci, kolay ulaşılabilen ve kolay uygulanabilen bir formül olmasına karşın tesirli seviyede kullanılamamaktadır. Halbuki ki bu hastaların tedavi öncesi dondurulan sperm hücreleri ile çocuk sahibi olma bahtları devam etmektedir.”
“Kanser tedavisinde gecikmeye neden olmadan çarçabuk uygulanabilir”
Doç. Dr. Cevahir Özer, sperm dondurma sürecinin; bayanlardaki yumurta dondurma sürecinden farklı olarak, ilaç kullanımı ve tıbbi teşebbüs gerektirmeden yapılabildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Hastalarımızdan alınan meni örneği içerisindeki spermler, kollayıcı solüsyon içeren kaplara konarak sıvı azot tanklarında saklanmaktadırlar. Uygun koşullarda saklanan spermlerin süresiz olarak hayatta kalabileceği varsayılmaktadır. Dondurulduktan sonra 20 yıl saklanmış spermlerin bile canlılığını koruduğu ve bu spermlerle başarılı gebelikler elde edildiği bildirilmiştir.”
“Kanser tedavisi dışındaki kimi özel durumlarda da uygulanabiliyor”
Sperm dondurma sürecinin kanser hastalarının dışındaki kimi özel durumlarda da uygulanabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Cevahir Özer, “Ülkemizdeki yasal mevzuat kanser tedavisi alacak olan hastaların yanında üreme işlevlerinin kaybedilmesine neden olabilecek ameliyatlar (yumurtaların alınması gibi) öncesinde, sperm sayısının çok düşük olduğu durumlarda ve cerrahi yolla sperm elde edilmesi halinde spermlerin dondurulmasına müsaade vermektedir” dedi.
Kanser tedavisi ile uğraşan doktorların ve kanserle uğraş eden hastaların sperm dondurma süreci ile farkındalığının artırılmasının kıymetine vurgu yapan Doç. Dr. Cevahir Özer, “Sperm dondurma sürecinden tüm dünyada kâfi seviyede yararlanılamamaktadır. Kanser tanısı konulduktan sonra çok kısa mühlet içerisinde, kolay halde yapılabilecek sperm dondurma sürecin yapılmaması daha sonra parayla yerine konulamayacak bir kayba neden olabilmektedir. Bu nedenle doktorların ve hastaların bu mevzudaki farkındalığının artırılması ve yanlış algıların ortadan kaldırılması kıymetlidir. Ayrıyeten kanser tedavisi ile uğraşan merkezler doktorlarının ve hastalarının bu hizmete ulaşmasını kolaylaştırıcı düzenlemeleri hayata geçirmelidir” vurgusunu yaptı.
